SÖLENTERLER!!
SÖLENTERLER!!
Sölenterler: Omurgasız hayvanlar içerisinde vücutlarında bir sindirim boşluğuna ve dışarı açılan bir açıklığa sahip olan canlılardır. Bu canlılarda dokulaşma görülür. Sölenterler hayvanlar aleminde sinir sisteminin ve ağız yapısının görüldüğü ilk canlı grubudur. Yakaladıkları küçük plankton ve diğer organizmaları ağızlarından içeri çeker ve sindirim boşluklarında sindirir. Hidralar, denizanaları ve mercanlar en bilinen örnekleridir. Genellikle koloni halinde yaşayan bu canlıların en belirgin özellikleri kıvrılmış tüp şeklinde yakıcı hücrelere sahip olmalarıdır.
Şimdi size DENİZANALARINI ANLATAYIM!!! YEEEE :D
Saydam vücutlarıyla suda süzülen minik şemsiyelere benzerler. Dünyanın en eski canlılarından kabul edilirler. Zorlu koşullara uyum sağlayabilirler. Kimden mi bahsediyoruz?
İşte karşınızda DENİZANALARI‼
Denizanaları, hayvanlar aleminde yer alan omurgasız canlılar. Yani bu canlıların kemikleri ya da iskeletleri yok. Hatta kalpleri ve beyinleri bile yok. Sadece binlerce sinir hücresinden oluşan sinir sistemleri var. Bu sistem sayesinde ışık ve koku gibi uyaranları algılar.
Vücutlarının yaklaşık yüzde 98'i sudan oluşur. Bu yüzden çoğunlukla saydam görünürler. Çok yavaş yüzerler ve çoğunlukla su akıntılarıyla dalgalanarak yer değiştirirler.
Şemsiyeye benzer gövdelerinin alt bölümünde ağız denebilecek bir açıklıkları vardır. Balık yumurtaları, lavralar, plankton ve bazı küçük kabuklu deniz canlılarıyla beslenirler. Bazı türleri deniz yosunu yada alg yiyebilir. Denizanalarınıysa deniz kaplumbağaları, penguenler ve balıklar yiyebilir.
Dört ya da daha fazla sayıda olabilen dokunaçları gövdesinden aşağı sarkar. Dokunaçların sayısı, şekli, ve uzunluğu türden türe değişir. Bazı türlerin dokunaçları zehirli olabilir.
Dokunaçların arasında,bazı denizanalarının avlanmalarına ya da beslenmelerine yarayan kolları bulunabilir. Kollarda çoğunlukla zehir de
bulunur.
Denizanaları yaklaşık 500 milyon yıldır dünyamızda yaşıyor.
Yani dinazorlardan bile daha eski canlılar.
Denizanaları yaşamlarının bir bölümünü polip denilen minik, silindire benzer yapılar olarak geçirir. Polipler deniz tabanına ya da sert yüzeylere tutunarak yaşar. Uygun koşullarda büyüyüp yetişkin denizanaları olurlar. Koşullar uygun olmadığındaysa polip formunda uzun zaman bekleyebilirler
İşte ülkemizden ve dünyadan bazı denizanası türleri...
Ay Denizanası
Ay denizanası ülkemizdeki denizlerde sıklıkla görülür. Zehirsizdir ve kendi kendini yenileyebilir. Örneğin kopan bir dokunacı yeniden büyüyebilir ya da gövdesindeki bir delik kapanabilir.
Kristal Denizanası
Kristal denizanası Büyük Okyanus'un kuzeyinde görülür. Güneş ışığında saydam görünür, karanlıktaysa parlar. Bunu taşıdığı özel proteinler sayesinde yapar. Bilim insanları, çalıştıkları hücrelerin parlaması için bu proteinlerden yararlanır. Böylece hücre içinde gerçekleşen olayları gözlemleyebilirler.
Pusula Denizanası
Pusula denizanası ülkemizde görülen zehirli türlerden biri. Adını, gövdesi üzerindeki pusula çizgilerine benzer kahverengi çizgilerden alır.
Mor noktalı Denizanası
Mor noktalı denizanası, dokunaç uzunluğu 3 metreyi bulabilen zehirli bir tür. Türkiyede'ki denizlerde kalabalık gruplar halinde hareket ederken görülebilirler.
Aslan yelesi Denizanası
Aslan yelesi denizanası bilinen en büyük denizanası türü. Kuzey Buz Denizi'yle Büyük Okyanus'un ve Atlas Okyanusu'nun
kuzeyinde görülür. Gövde genişliği neredeyse 2 metreye, dokunaç uzunluğuysa 30 metreye ulaşabilir. Adı turuncu, sık ve uzun dokunaçlarından alır.
Denizanaları, hızlıca çoğalarak, yüzeye çıkıp hep birlikte yüzmeye başlayabilir. Buna denizanası patlaması denir. Son yıllarda bu durum sıkça gözlenmeye başladı. Bilim insanları, deniz suyunun artması ve avlanmaya bağlı olarak bazı balık türlerinin azalmasının buna neden olduğunu düşünüyor.
Taraklı Medüz
Bazen polip formunda gemilere yapışıp, okyanusları bile aşabilirler. Bu durumda ulaştıkları yerdeki ekosisteme zarar verebilirler. Örneğin binlerce kilometre uzakta yaşayan taraklı medüz adlı denizanaları, tankerlere yapışarak Karadeniz'e kadar gelmişti. Buradaki balık yumurtalarını, lavraları ve küçük deniz kabuklularını tükettiği için de kısa sürede birçok balığın yok olmasına neden olmuştu.
Denizanaları dikkat çeken görünümleri ve ilginç özellikleriyle merak uyandıran canlılar. Ancak yinede uyaralım, denizanalarına dokunmak derimizde kaşıntı ve kızarıklığa neden olabilir.
-SON-
Kaynaçka: MEB 9.sınıf Biyoloji Ders Kitabı.TÜBİTAK Aylık Popüler Bilim Dergisi Eylül 2024 Sayı 321
Mükemmel olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSilTEŞEKKÜR EDERİMMMMMM :DDDDD!!!!
Sil